top of page

Adres: Haşimişcan Mahallesi, Tınaztepe Cd. No:1, 07100 Muratpaşa/Antalya, Türkiye

(Işıklar Caddesi Öğretmenevi)

Yaşam Koçu Ying Yang mutluluk

REİKİ

                 Tibet'li rahipler tarafından binlerce yıldır bilinen Reiki, 19.yüzyılda bir Japon Budisti olan Dr. Mikao Usui tarafından yeniden ortaya çıkarılmış ve standart, herkesin kolayca öğrenip uygulayabileceği bir şifa tekniği haline getirilmiştir. Reiki uygulayanlar ve uygulananlar, daha yüksek bir sezgiye ve farkındalığa ulaşırlar. Bu enerjinin ağrıyı ve stresi azaltarak veya yok ederek pozitif forma girmenizi sağladığı, fiziksel ve ruhsal acı, ağrı ve hastalıklarda iyileşmeyi mucizevi derecede hızlandırdığı, iyileşmez denilen hastalıklara şifa olduğu Japonya'da ve ABD'de yapılan pek çok klinik deneyde kanıtlanmıştır. Reiki kelimesi Japonca'da kozmik yaşam enerjisi demektir. Ayırım gözetmeksizin her varlığa, ancak tekamül seviyesine uygun bir sekilde etki eder. Bu enerji sonsuz evreni yaratan ve yöneten güçten kaynağını doğrudan almaktadır, bu yüzden sınırsızdır. Esasında yaşamın kaynağı, canlı varlıkların yapıtaşını oluşturan "Sevgi enerjisi"nin farklı bir frekansından ibarettir, Reiki'nin farkı, bu enerjinin daha profesyonelce yönetilmesinden ibarettir. Şifa kişiden kişiye özel teknik, mantra ve semboller yoluyla aktarılır, şifanın elle aktarılmasının en güzel örneklerinden biri, bir yerimiz ağrıyınca içgüdüsel olarak orayı elimizle tutmamız, ovmamız, yada bir diğer örnek, bir kediyi elimizle sevdiğimizde mutlu olmasıdır. Uygulama bir kere öğrenildikten sonra kişiye kalıcı olarak yerleşir ve ömür boyu kullanılabilir. Reiki alan kişi ilk seansta 1.seviye Reiki uyumlaması almış olur, kendine ve diğer her nesneye uygulama yapabilir. Başka insanlara uygulayabilmesi için bazı özel sembol ve mantraları öğreneceği 2 yada 3.seviye bir Reiki ustasi olmalıdır.

HİPNOZ

             Hipnoz, dikkatin yoğunlaştığı, ve telkin alma yeteneğinin arttığı uyku ile uyanıklık arası bir bilinç halidir. Hipnozda kişinin dirençlerinin bir çoğu ortadan kalkmıştır ve kişi degişime açik bir döneme girmiştir. Hipnoz halinde biliçaltı uyanık ve söylenilenlere açıktır fakat vücut ve bilinç dinlenme halindedir. Yani hipnoz bir gece uykusu değildir. Bu nedenle hipnoz esnasında kişi olan biten herşeyi duyar. 250 yıllık hipnoz geçmişinde hipnozdan çıkamamak yada uyanamamak diye birşey yaşanmamıştır. Çünkü hipnoz uyku değil, trans halidir. Hipnoz uygulamalarımda indirek Ericksonyen Teknikler uygulamaktayım.

İNDİREKT OLMANIN NEDENLERİ

1. Danışan terapinin bir çok noktasında zaten indirekt bir iletişime geçmek ister. Aslında indirekt telkinler danışanlara terapistin verdiği bir yanıttır.

2. İndirekt telkinler danışanların öğrenilmiş sınırlılıklarını bypass ederek, kullanılmamış potansiyelleri açık hale getirir (Rossi, 1980 s.97).

3. Direkt telkinlerin etkisi sınırlıdır.

4. Direkt telkinler şifa ve gelişim için çok gerekli olan fikirlerin yeniden organizasyonlarını tetikler yeni çağrışımlara da yol açarlar. Yine de etkili sonuçlara sadece danışanın aktivitesi sonucunda ulaşılır. Terapist sadece danışanı hareket için harekete geçirir ve genellikle danışanlar bu aktivasyonun ne olduğunu bilmezler (Erickson, 1948).

5. Direkt telkinlerin kendisi ve direk telkin vermekte kullanılan kelimeler danışanı gereksiz bir gerginlik içine sokabilir.

6. Hani bir söz vardır “en büyük komutan emretmeden yöneten komutandır” diye. İşte Ericksonian yaklaşım bu felsefeyi benimsemiştir. Erickson danışanından bazı çocukluk anılarını hatırlamasını istediğinde ofisindeki bazı eşyalarla çocuk gibi oynamaya başlardı. Burada danışanına verdiği gizli telkin: “ Hadi şimdi çocukluğa dönelim.”

7. İndirekt yaklaşımla verilen telkinler problemi çözmede danışanın yaratıcılığını harekete geçirir. Tabi indirekt yaklaşımı benimsemiş bir terapistin de kendi yaratıcılığını kullanması gerekir.

Bu bakımdan direkt telkinlerden mümkün olduğu kadar uzak durarak indirekt bir yaklaşımla telkinleri yumuşatmaya çalışmak yerinde olur.

Direkt telkinler ancak danışanın amaçları çok belirgin olduğunda indirekt telkinlerden daha yararlı olabilir. İndirekt telkinlerin kullanılması danışanların önyargılarını, öğrenilmiş sınırlılıklarını, olumsuz setlerini (beklenen olumsuz inançlar) bypass eder.

Bilinçaltı araştırmayı indirekt telkinler başlatır. Danışanlar bu çalışmanın ortaya çıkardığı cevaplar karşısında genellikle şaşırırlar.

1. Anekdotlar tehdit etmez:

Bilinçaltı fikirlere, kelimelere, telkinlere ve cümlelere direnç gösterebilir ama hikayelere direnç göstermesini bilmez. Bir atasözüne yanlış fikirleri de savunsa genellikle kimse karşı çıkmaz ya da çıkmayı akıl etmez. Böyle bir alışkanlığımız yoktur.

2. Anekdotlar telkinleri hoş hale getirir:

Acı bir ilacı daha tatlı olan başka bir şeyle veya şekerlemenin içine koyarak daha kolay yutabiliriz. Bunun gibi bazı telkinler de anekdotların içine yerleştirilebilir.

3. İnsan anekdotlardan sonuç çıkarma eğilimindedir: Anekdotlardan telkini kişi kendisi çıkarmış olur. Böylece telkinin sırf telkin olmasından dolayı karşılaşılabilecek direnç daha baştan kırılmıştır.

4. Anekdotlar değişime karşı insandaki doğal direnci bypass eder.

5. Anekdotlar ilişkileri kontrol etmede kullanılabilir.

6. Anekdotlar danışanı daha esnek hale getirebilir.

7. Anekdotlar danışanda şaşkınlık (konfüzyon) yaratarak telkine daha açık ve hazır hale gelmesine yardımcı olur.

8. Anekdotlar fikirlerin ve telkinlerin hatırlanabilirliliğini arttırır.

Erickson ,”Bir insanın kendi kardeşi hakkında düşünmesini istiyorsanız en iyi yol, kendi kardeşiniz hakkında bir anınızı ona anlatmaktır “der. Erickson seanslarında sıklıkla kendi anılarından bahsederek gizlice danışanın algılarına etkide bulunurdu.

EFT

           Birçok uzmanın da dile getirdiği gibi yaşanmış olumsuzluklar, geçmişteki hoş olmayan anılar ya da geçirilmiş travmaların insan üzerindeki etkisi hayatın akışını da olumsuz yönde etkiler. Yaşanmış kötü bir deneyimin vücutta bıraktığı etki, bir yardım görmediğiniz takdirde zihnin bir köşesinde saklı durur. Bu da kişiye istençsiz bir psikolojik acı verir. İşte bu olumsuz etkilerin neticesinde vücuttaki enerji noktalarının tıkanması sonucu hayat kalitesi düşer. Enerji noktalarına uygulanacak hafif dokunuşlar ve egzersizler ise tıkanan kanalların açılmasını ve bu şekilde vücudun arınmasını sağlar. Cinsel yaşamdaki sorunlar, alkol ve sigara bağımlılığı, yoğun stresten arınma ve benzeri tüm sorunlar eft’nin uygulama alanına girer. Duygu dünyanızda bir arınma istiyorsanız, kilo veremiyorsanız ve bununla başınız dertte ise, hayatın monotonluğu üzerinizde bir yoğunluk oluşturuyorsa ya da bir depresyon ağırlığı taşıyorsanız eft size en uygun yardımı yapacak demektir. Bu teknikle karşılaştıysanız ve uygulamaya karar verdiyseniz işin yarısı bitmiş demektir. Eft hayatın üzerinizdeki olumsuz etkilerini silmenize ve yaşamın olumsuz akış yönünü olumluya çevirmenizi sağlayacak. Kendi kendinize parmaklarınızla vücudunuza uygulayabileceğiniz pratik bir yöntemdir eft. Hızlıdır ve kendi kendinize uygulama imkanı verdiğinden kolaydır.

EMDR

              EMDR terapisi, hastanın göz hareketleri ile olumsuz yaşantılara, travmatik olaylara karşı duyarsızlaştırılmasını içeren ve yaklaşık 25 yıldır ruhsal sorunların tedavisinde başarıyla uygulanan psikoterapi tekniğidir. EMDR terapisinin etkinliği, Vietnam savaşı gazileri, cinsel istismara uğramış kişiler ve tecavüz mağdurları ile yapılan çalışmalar ile kanıtlanmıştır. Çalışmalar sonucu, bazı istemli göz hareketleri ile, kişinin zihninden geçen rahatsız edici düşüncelerin yarattığı olumsuz duygularda azalma olduğu görülmüştür. EMDR tekniği, yapılandırılmış 8 adımdan oluşmaktadır. Bu adımlar, kişide travmanın ya da olumsuz sarsıcı anının yaratmış olduğu olumsuz duygular, bedensel duyumlar ve inançlara karşı duyarsızlaştırma ve olumlu olarak yeniden işlenmesine yardımcı olan teknikleri içerir.

Bu adımlar özet olarak aşağıdaki gibidir:

EMDR terapisinin ilk adımı diğer terapi türlerinde olduğu gibi hastayı tanımak ve onunla ilgili bilgiler toplamayı içerir. Ayrıca hastanın ve sorunun EMDR için uygun olup lmadığı analiz edilir ve EMDR çalışılacak olan travmatik yaşantı belirlenir.

Terapist EMDR tekniği konusunda hastaya kısa bir eğitim verir ve hastadan terapi için onay alır. Hasta onayı alındıktan sonra bir sonraki adıma geçilebilir. Hastanın EMDR tekniğini kabul etmeme hakkı vardır. Bazı hastalar travmatik olayla yeniden yüzleşmeyi göze alamamaktadır ve reddetmektedir. Ancak terapistin desteği ve güveni sayesinde hasta bu kaygısını aşabilir ve EMDR terapisine ilerleyen zamanda devam edilebilir.

Çalışılmak istenilen anılar belirlenir ve bu anıyı en iyi şekilde tanımlayan resmi seçer. Hasta resme baktığında kendisi hakkında aklından geçen olumsuz düşünceleri belirler. Bu olumsun inançların ne kadar rahatsızlık verdiği 1 ile 10 arasında puanlanır. Aynı zamanda bu düşünce yerine hangi düşünceye inanmayı hayal ettiği belirlenir ve bu inancın ne kadar gerçek olabileceğine 1 ile 7 arasında bir puan verir.

Bu aşamada, EMDR terapisinin temelini oluşturan çeşitli duyarsızlaştırma teknikleri uygulanılmaya başlanır. Hasta seçilen resme baktığında hissettiği olumsuz düşünce ve hisleri düşünerek terapistin uyguladığı, çeşitli uyarımlara (ses, dokunuş ya da göz hareketleri) odaklanmaya çalışır.

Beşinci adım yerleştirme adımı olarak adlandırılır. Yerleştirme aşamasında hastanın belirlediği olumlu inanç, düşünce yine çeşitli uyarımlar uygulanarak yerleştirilir.

Beşinci adım tamamlandığında beden tarama adımına geçilir. Hasta seçilen resmi düşündüğünde bedeninde hissettiği duyumlara odaklanır. Bu rahatsız edici duyumlara karşı yine EMDR teknikleri kullanılarak duyarsızlaşma sağlanır.

Kapanış adımında terapist hastadan gelecek seansa kadar belirlenen resimle ilgili, düşünce, duygu ve bedensel rahatsızlıklarını not alması istenir. Ayrıca bu rahatsız edici duygu düşünce ve hisler ile baş etmesi için çeşitli teknikler ve egzersizler öğretilir.

Yeniden değerlendirme aşamasında önceki seanslar ve hastadaki iyileşme değerlendirilir. Başarılı bir çalışma sonrasında hastalar çoğunlukla, söz konusu olan anıya dair duyguları, düşünceleri ve bedensel sıkıntılarında iyileşme olduğunu belirtir.

YOGA

                Felsefi olarak Reiki ile aynı Güney ve Doğu Asyalı kökten gelen ve uygulaması Hindistan'da yerleşik hayata geçişle tarihlendirilen Yoga,M.Ö.150'li yıllarda Hindu mistik Patanjali tarafından üstatlarla yaptığı görüşmelerden derlenerek yazılmıştır. Zamanla birbirinden biraz farklı konulara ağırlık vermiş yaklaşık 10-14 farklı ekol'e bölünmüştür ama en bilineni Hatha Yogadır. Bu Yoga türü 38 grup başlangıç-orta seviyelerinde,18 grup da ileri seviyede ASANA denilen egzersiz içermektedir. Eğitimlerimde ileri seviyeye hiç girmiyorum. Reiki enerjisinin Yoga öğretisindeki tam karşılığı "Prana" enerjisidir. Reiki'den biraz faklı olarak Yoga'da bu evrensel enerji "Nefes Çalışmaları" ile elde edilir. Uluslararası Standart Spor Egzersizlerinin ve Plates'in aksine, Yoga yapabilmek için genç, güçlü, sağlam ya da esnek vücutlu olmak beklentisi, yada bunu başarmak için kişinin kendini zorlaması beklentisi yoktur, bir yaş veya cinsiyet sınırı da yoktur. Zaten Yoga çalışmaları sayesinde kısa süre içinde vücut güçlü, sağlam ve esnek olabilecektir, çünki burada Evrensel güçten de destek alınmaktadır. Her iki felsefede de amaç "Kundalini" (Çakra yakıtı) enerjisini kullanarak "Samadhi"ye (Aydınlanma) ulaşmaktır. Yoga ayrıca "Mantra Tekrarlama"ya (bir tür kendi kendine hipnoz) da çok önem vermektedir. Normalde Yoga 8 basamaktan oluşan ve 6 ayda oturan bir disiplindir ama bu süre bir şart değildir. Yoga'da verim alabilmek için aynı anda yürütülmesi gereken 5 bileşen vardır: Asanalar(duruşlar), Pranayama(nefes çalışmaları), Dhyana(Meditasyon), Pratyahara(Gevşeme) ve Doğru beslenme. Asana'ların en temel duruşu aşina olduğumuz bağdaşa benzer konumdur. Meditasyon bu anda başlar, meditasyon demek aslında "İç dünyamızda Uzay'dan bile derin şekilde boşalmak" yada "Gözlerimiz açık pozisyonda uyumak" olarak tanımlanabilir. Asana’lar yavaş yavaş, bedeni zorlamadan yapılmalıdır. 20 dakika Yoga çalışması sağlık açısından bir saat jimnastik antrenmanına denktir. Bir Asana’nın uygulanması 10 jimnastik egzersizine denktir. Bunun sırrı hareketlerin yavaş ve bilinçli yapılması, nefesin hareketle senkronize edilmesi ve duruşta bir süre kalınmasıdır. Kimi jimnastik egzersizleri kalbi gerip yıpratmakta ve enerjiyi tüketmekte iken Asana duruşları aksine sistemi beslemekte ve enerjiyi artırmaktadır. Bunun dışında yavaş hareket ve duruşta kalma iç organları ve bezleri canlandırmakta ve onların fonksiyonlarını düzene sokmaktadır.

Ümit Koçluk - Greenleaves
00:00

GSM:

05367149238 (Lütfen röportaj yapmak veya kurs adresi sormak için aramayınız.)

 

E-mail: 

worldwide_1980@hotmail.com

Mesajınız iletildi.

bottom of page